24 Nisan 2018 Salı

En çok Sorduklarınız....Kısaca Napmalı????






          O kadar çok mail alıyorum ki açıkçası bu kadar deperen olduğunu bilmiyordum:) Hastalıkla alakalı bütün aşamaları en ince ayrıntısına kadar anlatmaya çalıştım ben. Ama bana sorulan sorularda görüyorum ki bazı konulara ışık tutamamışım. Çok güzel yorumlar alıyorum, doktorlardan bile daha vakıf olduğum konusunda ışık tuttuğum konusunda çok teşekkür mailleri alıyorum buda beni çok mutlu ediyor. Ben tabi ki doktor değilim ancak doktordan daha çok vakıfım bu konuya çünkü doktor sadece teoride bilir bunu ben ise iliklerime kadar yaşadım... Bariz gördüğüm bir konu bu hastalığı yaşayanlarda aşırı korku ve endişe olması. Anlıyorum bende zamanında aynı korkuları besliyordum Acaba böyle mi kalacağım, aklımı yitirir miiyim, ya geçmezse vs vs. Zaten bu bloğu oluşturmamın sebebi de bu. Dep ile ilgili çok kaynak olmaması, olanlarda geçmiyor bitmiyor, 10 yıldır böyleyim gibi insanı daha çok umutsuzluğa sürükleyen yazılar. Ben bir örnek olmak istedim, çok korkunçtu ve sizi temin ederim hayatımın en berbat aylarını geçirdim ve sanki bunun kadar büyük bir acı daha olmaz benim için. Babamı kaybetttim ve bu kadar acı çekmedim bu böye bir acıydı. Var oluş acısı, anlamsızlık acısı....


           Evet korku ve endişeniz çok fazla çünkü bilmediğiniz daha önce karşılaşmadığınız bir hastalıkla karşı karşıyasınız. Ben size detaylıca anlattım , bu yazımda da özet geçip en çok sorduğunuz şeylere cevap vermeye çalışacağım:


     
        >>>>>>      Birikmiş ve artık limitini aşmış stres, travma, ani ölüm, yaşam koşullarının değişmesinden dolayı adapte olamama, depresyon , panik atak yani kısaca yoğun stres sonucunda stres kapasitesini aşmanız sonucu beynin bu durumdan kaçmak için kendine ve çevreye yabancılaşması, izole olması en net tanımı budur.

       >>>>>>     Madem stresten dolayı oluştu yada bir kabullenemeyiş bir yadırgama söz konusu o halde çözüme burdan başlamak lazım. Ölümse bunu kabullenmek, alışamadığın bir koşul söz konusu ise bu yeni bir iş olabilir yeni bir şehir evlilik olabilir bu hayatı kabullenmek alışmaya çalışmak , bir travma söz konusu ise profesyonel yardım alarak bu durumu aşmak, yoğun stres sonucu oluşmuşsa stresi yok ederek rahatlamaya çalışarak beyne tekrar herşeyin yolunda olduğu mesajını vermek yapılabilecek ilk adımdır.

      >>>>>>     Önce sebebi saptadık, sebebe yönelik girişimlerde bulunduk, sebebi ortadan kaldırmaya çalıştık örneğin ben evlenip başka şehre gidince stres yaşadım yadırgadım ve bu durum başladı, daha sonrasında da babamı kaybettim ani bir şekilde ve depresyon derken yabancılaştım. Öncelikli olarak babamın ölümüne alışmam gerekti bir yas sürecim vardı ve daha sonra yeni hayatımı kabullenip alışmam gerekti. Yeni iş, yeni ev , bir adamla bi evde yaşamaya alışmak bunlar bende kafa karışıklığı yarattı ve çözülme yaşadım. Ölümü kabullendim ve evliliğim ve yeni hayatım konusunda alışmakta sorunlar yaşadım bunun için terapi aldım. Hep diyorum terapi olmazsa olmaz bu hastalıkta. Yeni hayatıma alışma konusunda neler yapabileceğim konusunda destek aldım ve bunları uygulamaya başladım. Alışmaya başladım ve evime eşime karşı yaşadığım yabancılaşma artık normalleşmeye başladı. Kendimden örnek verdim ki sizde benim gibi sorunu bulun gerekirse yardım alın ve konunun üstüne gidin. Bu ikinci adımdı.

     >>>>>>  Olmazsa olmaz üçüncü adım ilaç tedavisi. İyi bir psikiyatrise gidip doğru tedaviye başlamak. Bu konuda çok sıkıntı yaşanıyor nedense o yüzden değinmek istiyorum. İlaç akullanmasam olmaz mı, ilaca karşıyım, ilaç bağımlısı olurum gibi bir sürü  endişe mevcut. Zaten malesef ülkemizde psikolojik hastalıklara ve ilaçlara karşı bi ön yargı var. Bi ayıplama falan. Ben kanserim derken bile gayet rahat insan ben depresyondayım diyemiyor. Hayır anlamıyorum miden ağrır, başın ağrır , tonlarca hastalık var bu da zihinsel bir hastalık. Her organımızın hasar alması kadar beynimizin de hastalanmaya hakkı var ve iyileşmek için de ilaç almak zorundayız. Diyabet hastası ömür boyu insülin kullanıyor, tansiyon hastası ha keza tansiyon ilaçları kimse diyor mu ki ya iyi düşün geçer, kafana takma geçer, ilaç kullanma aşmaya çalış. İyi düşünerek insülin salgılayabiliyorlar mı hayır peki bu hastalık konusunda bu ön yargı ne anlamıyorm ben. Eskiden bende öyleydim fellik fellik saklıyodum ilacımı içerken aman kimse görmesin diye. Lan dedim neyi saklıycam adam sakat bunu gizlemiyo da ben neyi kimden saklıyorum ayıp mı günah mı. Hasta olsam diyemezdim yabancılaşıyorum ya derdim şuram ağrıyo buram ağrıyo ama yok arkadaş bilinçlendim iyi hissetmiyorum ben deperiyorum dedim kafam duruyo bana bisey sormayın dedim neyse konu saptı:) yani demem o ki bağımlı olmuyosunuz ne baba ilaçları kullandım ve bıraktım. Okuduğunuz şehir efsanelerini bırakın doktorunu ne demişse onu yapın, ilaçlarınızı mutlaka kullanın sizi sakınleştirip rahatlatcak. Ankisiyeteniz azalmaya başlayınca yabancılaşmada azalacak. Yabancılaşmayı geçiren bir ilaç henüz yok. İlaçlar anksiyete için veriliyor ki sebebi de bu zaten. Yok olunca o da bitecek. Bir de 2 aydır içiyorum aynı gibi maillerde geliyor. Antidepresanlar bir iki hafta gibi sürelerde etkili olmazlar ancak bir kaç haftalık düzenli kullanımda fayda gösterirler sabırla ilaçlarınızı kullnmaya devam edin.


      >>>>>>   Çözümü saptayıp hallettiniz, terapiye başladınız,ilaçlarınızı alıyorsunuz ve şimdi size çok iş düşüyor. Korku, endişe, acabalar, izole olmalar bunları bir kenara bırakmanız lazım. En önemli adım burası. Bu geçici bir hastalık biraz zor, bi süreç istiyor bir kaç hafta yada ayda düzelmeyebilir bu süre size bağlı. Bu adımlara uyar ve sakinliğinizi korursanız bir kaç ay bile sürebilir ama benim en başından yaptığım hataları yaparsanız yıllar bile alabilir malesef  4 5 yıl süren kişiler tanıyorum. Korkmayın bu sizin elinizde. Ben o zaman bilmiyordum, iyileşen tek kişi yoktu çevremde korkuyordum sürekli korku vardı ve kendimi eve kapatmış durumdaydım ve durumum gittikçe kötüye gitti. Ne zaman ki bilinçlendim ki şu anda bu yazıyı okuyorsan bu hastalık konusunda çok şey öğrendin demektir ve karşında bunu yaşayıp atlatan biri var aşılabileceğini görmüş oldun şanslısın. İlk zamanlar direndim ilaç almadım, sorunların üstüne gidip halletmedim. Eve kapandım,insan içine çıkmadım, düşündüm, ağladım... Hepsi bu. Ne zaman ki adam akıllı tedavi sürecine girdim o zaman her şey benim için değişmeye başladı....

     >>>>>>   Bunları yaptım tabi bitmedi.... O kadar basit olmadı ne yazık ki. Gelişmeler vardı ve hayatım yaşanır düzeye geldi.İlk zamanlar her gün ölüm fikri aklımdaydı ve hayattan tamamen kopuktum. Etrafımda olanları algılayamıyordum ve sanki filmdi her şey. İyileşme sürecine girince kopukluk azaldı, rüya hissi azaldı,kendimi hissediyordum ama tuhaftım yine. Yaşanır düzeydeydim. İlk 4 5 ay direndim ve en korkunç zamanlarımı yaşadım. Tedaviye başladıktan sonra 2 ay içinde hayata döndüm, evden çıkmaya insan içine çıkmaya başladım. 4 ay boyunca gayet iyiydim, işime gidiyordum, tatilimi yapıyordum, kalabalığa da giriyordum, biraz zorlansam da hayatımı devam ettiriyordum ama tamamen ben değildim yani gerçeklik hissim yok gibiydi yapıyordum ama sanki yapan ben değilim, konuşuyorum ama konuşan ben değilim hissi. Bu 4 aylık süre sonrası bir stres yaşadım biraz gerileme oldu bahsetmiştim bir ay kadar yine kötü oldum ilk zaman ki gibi değildi ama işe gidemez durumdaydım sonra yine düzeldim yani ara ara gel gitler oldu stres yaşadığım zamanlarda buna alışık olun bakın kaç aylık bi tedavi bu her şeye hazır olacaksınız. Yavaş yavaş azalacak, bazen kötü hissedeceksiniz ama hep bunun farkında olun kontrol sizde.... Hiç bir zaman korktuğunuz gibi kontrolünüzü kaybetmeyeceksiniz, en kötü zamanı ilk yaşadığınız ve ne olduğunu bilmediğiniz zamandı bir daha asla o şiddette yaşamayacaksınız. İyi kötü, düşe kalka atlatacaksınız bunu.

      >>>>>>   Bu hastalıkta en büyük sorun algı problemi. Benim en çok zorlandığım şey bu olmuştu. Sanki beynin çalışmıyor yok gibi. Konuşulanları anlamıyordum , biri bişey söylüyor yüzüne bakıyorum ama anlamıyorum. İşimi yapamıyorum, odaklanamıyorum, etrafımda bişeyler oluyor ama ben anlamsızca bakıyorum. İnsanlar konuşurken hayretle bakıyorum sanki çok büyük bişey yapıyorlar gibi nasıl konuşuyorlar diyorum nasıl anlıyorlar. Kafa bildiğin bomboş. Bu yüzden iş hayatında çok sıkıntı çektim. Size bu konuda şu tavsiye bulunmak istiyorum. Dediğim gibi ben de sonradan bilinçlendim keşke başta bunlar yapsaydım diyorum ama sağlık olsun. İlk zamanlar herkesten saklayıp işimi yapmaya çalıştım. Bilecekler, anlayacaklar, rezil olacağım , herkes aptal olduğumu düşünecek diye kendimi yapamadığım halde çok zorladım. Yapamadıkça strese girdim, strese girdikçe yabancılaşma arttı. En sonunda ki bu da terapiler sonucu oldu bu bakış açısı güçlü görünmekten vazgeçtim. Hastayım yapamıyorum dedim. Beynim almıyo dedim evet utandığım şeyi söyledim. Ben yabancılaşıyorum yapamıyorum dediklerinizi anlamıyorum dedim. Belki içten içe hakkımda kötü şeyler düşündüler umrumda değildi artık o ne der  bu ne der benim sağlığım önemli dedim. Sürekli kendimi sıkardım anlamazsam, hata yaparsam bilmem ne diye artık yapamıyorum ben rahatsızım ben bunu yapamam demeye başladım evet o kadar rahatladım ki... Herkese her konuda tolerans gösterilebiliyor bir hastalığı varsa daha az iş veriliyor vs abi bende hastayım ya insanım yapamıyorum beni idare edin demeyi öğrendim. Napayım olmadı demeye başladım ve o kadar rahatladım ki artık. Varsın hakkında istediklerini düşünsünler. Zaten bu her şeyi iyi yapacağım, aman insanlar hakkımda kötü düşünmesin , mükemmel olayım anlayışımız değil mi bizi bu strese sokan. Ammmaaann ne olacak yani. Baktım en sonunda çok sıkıntı yaşıyorum abi anlamıyorum yani napabilirim gittim 2 3 ay heyet raploru aldım. Keşke bunları başta yapsaydım. Ben yapmadım siz yapın kendinizi önemseyin, haklarınızı bilin savunun. Devlet memuruysan iyileşmeyen hastalıklarda 2 yıla kadar rapor hakkın var niye kullanmayayım. Özeldeysen işten ayrıl gerekirse yapamıyorsan iş stresi hata yapma korkusu, anlamaya çalışma daha da gericek bi süre ayrıl hakların varsa kullan izne ayrıl rapor sun. Öğrenciysen raporunu al uzaklaş ama. Kafan rahat olsun. Hiç bir şey düşünme , yorma kafanı. Kafanı boşalt. Bol bol gez. spor yap, yürü, koş, kitap oku 
, arkadaşlarınla buluş.  Hissetmiyorum diye yapmıyorum diyenler var ama yaptıkça hissedeceksin. Ben eski benim, bak hayat aynı hayat , ben yine istediğimi yapıyorum, varım ve hayattayım. Beynine bu mesajları vereceksin ve zamanla hissederek yapacaksın ve zamanla her şey normalleşecek.

     Tüm bunları yaptım ama geçmiyor diyebilirsiniz ya da yapsam bile bu hastalık geçmez diyebilirsiniz. Ama sabır.... Bu diğer hastalıklar gibi ilacımı aldım iki günde geçsin diyebileceğiniz bir hastalık değil o yüzden mücadelenizi verip sonrasını zamana bırakacaksınız. Umutlu olun, inanın ve sağlığı isteyin. Ve unutmayın yalnız değilsiniz. Sizin gibi binlerce belki milyonlarca insan var. Ben onların dili oldum belki. Benden sonra sende meşale tutabilirsin belki. Sağlıcakla kalın....

        https://www.youtube.com/watch?v=ZDBgsAitSe4  youtube kanalımdan paylasimlarimi izleyebilirsiniz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder