23 Ocak 2019 Çarşamba

Psikoloji ve Bağırsak

         
bağırsak ve beyin




          Son zamanlarda bir hayli duyar olduk İkinci Beyin Bağırsak terimini. Asırlar önce Hipokrat bütün hastalıkların bağırsakta başladığını söylemiştir zaten ve son yıllarda da bağırsaklar üzerinde oldukça çok sayıda araştırmalar göstermiştir ki bağırsak sağlığı tüm hastalıklarla özellikle sinir sistemi ve otoimmün hastalıklarıyla bağlantılı bulunmuştur. 


         Daha doğar doğmaz bağırsaklarımız milyarlarca dost bakterilerle doludur. Bu dost bakterilerimiz bağışıklık sistemimizden tutun da sinirsel faaliyetlerimize kadar bir çok olayda rol oynuyorlar. Mesela mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin yıllarca beyinden salgılandığını duyduk.Bu yüzden de beyindeki eksikliği gidermek! için antidepresan kullandık. Buna hiç de gerek yokmuş halbuki.... Bakterilerimizi sevip korusak yeterliymiş yani ne kadar çok dost bakteri o kadar çok mutluluk...

         Peki ne oluyor bu bakterilere de azalıyorlar? 

       >>  En başta yanlış beslenme... Şeker ve gluten başta olmak üzere katkı maddesi içeren ve doğal olmayan tüm besinler sonucunda bağırsaklarımız asidik oluyor ve bakterilerimiz  bu asidik ortamda yaşayamıyorlar ve ölüyorlar. 

      >>  İkinci faktör antibiyotikler. Çok fazlaca ve kontrolsüzce kullanılan antibiyotikler zararlı bakterileri yok ederken malesef dost bakterilerimizi de yok ediyor ve bağırsak floramızı bozuyor.

      >> Üçüncü faktör uzun süre kullanılan doğum kontrol hapları ve ağrı kesicilerde bağırsak floramızı bozup bakterilerimize zarar veriyor.


      >> Dördüncü faktör ve neredeyse her hastalığın sebebi kronik stres... Stres sonucunda vücudumuzda aşırı kortizol salgılanması sonucu vücutta enflamasyon oluşuyor ve bağırsaklarımız da dahil olmak üzere hücrelerimiz zarar görüyor.


          Bunlar bağırsak floramızı bozup dost bakterilerimize zarar veren etkenler. Bir de kötü bakterilerimiz var. Peki onlar nasıl çoğalıyorlar ve bize nasıl zarar veriyorlar bir de onları yakından tanıyalım : 

      >>>> Dışarıdan hijyenik olmayan koşullardan bir şekilde vücudumuza giren bu zararlı bakteriler uygun ortam gördüğünde kapağı atıyor bizim bağırsaklara. Bunlar asidik ortamı severler e bizimde bağırsaklar asidikleşmişse tamam hemen yerleşip dükkanı açıveriyor. Şimdi bunların beslenmesi var nasıl beslenip üreyecekler gıdaları ne tabiki en tatlı zehir olan şeker.... Şeker hem dost bakterileri öldürürken hem de zararlı bakterilerin çoğalmasını sağlar. Zaman içinde zararlı bakterilerin sayısı artar ve bağırsaklarımızda egemenliklerini ilan ederler. Sonra ne mi olur? .....

   >>>> Bağırsaklara yerleşen zararlı bakteriler zaman içinde bağırsak duvarında tahribata yol açarlar. Bağırsak mukozası incelmeye ve artık sızdırmaya başlar ki buna sızdıran bağırsak sendromu denir. Bağırsaklarımız sızdırınca da işte tüm hastalıklara özellikle otoimmün hastalıklara davetiye çıkarmış oluruz. Vücudumuza giren besinler bağırsakta emilir kana karışır. Toksik maddeler ise ayrıştırılıp vücuttan dışkı yoluyla atılır ancak bağırsaklarda sızıntı olmuşsa bu toksinler de kanımıza karışır ve vücutta enflamasyona yol açar. Sonra gelsin depresyon, fibromiyalji,sedef,romatizma, haşimato ve daha niceleri...

   >>>>> Bağırsakların en büyük düşmanı şeker evet ama glutende en az şeker kadar tehlikeli. Glutenin içinde bulunan gliadin adlı maddeyi bağırsaklarımız sindiremiyor ve bu madde toksin olarak algılanıyor. Hem bağırsak duvarını hasara uğratıyor hemde toksin olarak kana karışıp vücutta enflamasyon yaratıyor. Sadece çölyak hastalarının değil sağlıklı bireylerin de bağırsaklarınız korumak adına glutenden uzak durması gerekiyor.



               Peki bağırsaklarımıza nasıl sahip çıkmalıyız????

        Eğer bir şeyi korumak istiyorsak önce ona zarar veren şeyleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Gereksiz antibiyotik kullanımını azaltmak, şeker ve gluteni hayatımızdan çıkarmak, işlenmiş paketlenmiş ürünleri kullanmamak her şeyin doğalını tercih etmek yapmamız gereken en ilk işimiz. Önce onların yaşamasını ve çoğalmasını engellemiş olduk. Sıra bağırsaklarımızın geçirgenliğiğni azaltıp sızdırmasını önlemekte ve dost bakterilerimizin sayısını artırmakta.Peki bunu nasıl yapacağız? Cevap çok basit... Doğru beslenerek. İşte sızdıran bağırsakları tamir eden, dost bakterilerin sayısını artıran en önemli besinler;

           > Kemik suyu bunun için mükemmel bir gıda. İçinde bol miktarda kollojen var ve bu sayede bağırsak çeperini hızla tamir etme gücüne sahip. Alacağınız bir kaç parça kemiği kaynatıp her gün birer bardak içmeniz bağırsaklar için büyük bir yatırım olacaktır.

          > Hindistan cevizi yağı da içeriğindeki laurik asit sayesinde bağırsak duvarını hızla tamir edecektir.

          > Ev yapımı yoğurt ve ev yapımı sirke probiyotik özellikleri sayesinde dost bakterilerimizi beslerler.

          >Ev yapımı sirkede müthiş bir bağırsak dostu olarak hem bağırsaklarımızı temizler hemde iyi bir probiyotiktir.

         > Elma, lahana gibi lifli gıdalar iyi birer bağırsak temizleyicidirler.

        > D vitamini takviyesi bağırsak bakterilerinin K vitamini sentezlemesi için çok gereklidir.

      




        Ben ne zaman ki beslenmemi değiştirdim hayatımdan işlenmiş gıdaları çıkardım; her gün  turşu, yoğurt, sirke yemeye başladım; D vitamini, B12 vitamini, Omega3 vitamini kullanmaya başladım benim psikolojimde belirgin düzelmeler olmaya başladı ve ilaçlarımı bırakmaya başladım. Artık daha enerjik, daha mutlu ve daha sağlıklıyım. Bu iyilik halimi bakterilerime borçluyum :) Bakterilerinizi sevin ve onlara sahip çıkın. Kötü beslenerek onlara yani kendinize kıymayın :) Sağlıklı günler dilerim....



        https://www.youtube.com/watch?v=ZDBgsAitSe4  youtube kanalımdan paylasimlarimi izleyebilirsiniz...